dubleleri saymadim, arkami dondum bakmadim

Hic sarhos yazmamistim galiba bu sayfaya. Eh iste, o da oldu. Ben bu satirlari yazarken, sapsari bir Tekirdag Altin yavas yavas bitiyor, "bitme canim, altin sarim ne olur bitme" diyor sevgili hlk, "yasakliycan elma suyunu" diyor sevgilim, Wax Poetics caliyor arka planda, ben iyiyim.





Rakiyla pek aram yoktur aslinda. Sene basinda Turkiye'den Fransa'ya donuyorum. Efe rakinin Yas uzum methini cok duymusuz, alip gotureyim diyorum. Son ana kadar marketten falan almiyorum ki, valizde yer kaplamasin. Havaalani, free shop'a giriyorum. Bakiyorum raflara, yesil Efe yok. Her cins var, o yok. Cok zeki oldugum icin kasadaki gorevliye en sirin gulumsememle yaklasiyorum; Pardon diyorum, acaba ucakta yapilan satista Efe'nin bu Yas uzumlusu bulunur mu? O da cok sirin gulumseyerek bu bilgiyi veremeyecegini soyluyor. Peki. Digerlerinden bir tane alsam mi? Yok ucagi bekleyeyim. Orada kesin vardir.
Ucaga biniyorum, korkunc yemekler, guzel sarap. Ohh mis. Sonra kucuk satis arabasi yaklasiyor. Bildiklerimi sayiyorum. Pardon, diyorum, Efe, yas uzum? Yok diyor. Tekirdag? O da yok. Raki var mi? Var: Yeni Raki. Hmmm, diyorum kendi kendime, bu nasil acaba...Ayni soruyu yuksek sesle de soruyorum, cevap: Bu yeni.
...Ve ben de o anda diyorum ki kendi kendime: "yeni cikmissa almayayim, ne oldugu belirsizdir bunun simdi". Almiyorum.
Sevgilim sonradan gulme kriziyle aydinlatiyor beni, "Coca-cola neyse, Yeni raki da oyle birsey. Sisesi yenilendi ama, o bir geleneksel turk ickisidir".

Tamam fransiz kalmis olabilirim ama dedigim gibi, rakiyla pek aram yoktur benim.

(Yine de bu altin seri, nasil da ayri bir tatliymis ki...serefinize)